YALANCILIK ,RİYAKARLIK VE SAHTEKARLIK YARIŞMASI

Kiminle konuşsak hep kendileri doğru başkaları yanlış.Kiminle konuşsak en dürüst kendileri başkaları art niyetli.Kiminle konuşsak davaları yaşam tarzları doğru başkalarınınki eğri.Kiminle konuşsak hayatta yanlışları olmaz ve yanlışları sevmezler,kendi dışındakiler üç kağıtçı sahtekar dolandırıcı.Kiminle konuşsak en vatansever onlar, en milliyetçi devletçi onlar,en dindar en mütedeyyin onlar.Kiminle konuşsak en delikanlı en hanımefendi onlar.Herkes çalışkan herkes işinin en iyisi.Herkes doğruların yılmaz bekçisi.Kiminle konuşsak en akıllı onlar ,karşısındakiler akıl verilmesi gerekli maraba takımı yığınlar.

Oysa  bu toplumda alışverişte güven  kalkmış herkes tuttuğunu söğüşlemeye bakıyor.Bu toplumda para kazanma adına gıdalarımızın tümü zehir haline getiriliyor.Bu toplumda siyasetin ve bürokrasinin her evresindeki zevat elindeki kiliti uydurduğu yerde kamu adına toplum adına ne varsa almayı kendine hak görüyor.Bu toplumda yalan dolan sıradanlık haline gelmiş.Bu toplumda dolandırıcılık marifet sayılıyor.Bu toplumda para kazanma hırsı her şeyi mubah kılıyor.Eskiden söz ile gerçekleştirilen işlemler şimdi senet sepet ve çek ile bile gerçekleşmiyor.Galerici motorun kilometresini silip arabasını satışa sunuyor.Tavukçu 5 ayda yetişmesi gereken tavuğu 45 günde yetiştirmek için kanserojen hormonlar enjekte ediyor.Besici etini çoğaltabilmek için kırk türlü dalevera yöntemler kullanıyor.Tarımcı ürününü bir an önce paraya çevirmek için sebzenin meyvenin genetiğini alt üst ediyor.Balıkçı sattığı balık bayatlamışsa onu boyayarak satmakta behis görmüyor.İnşaatçı malzemeden çalabilmek için akla ziyan yöntemler kullanıyor.Dolmuşçu taksici otobüsçü magandalıkta sınır tanımıyor.Marketçi reyonda ürünün üzerinde yazan fiyatı kasada değiştirerek kazancını katlamayı mübah görüyor.İhalelere yalan dolan ve fesat karıştırarak hakkı olandan hakkı olmadan almayı marifet sayıyor.İnternet üzerinden ,devletin kontrolündeki tv kanalları üzerinden insanları dolandırarak geçim sağlamak sektör düzeyinde bulunuyor.Din adına tacirlik en  gözde faaliyetlerden biri.Hastanede doktor gerekmediği halde kesesini doldurmak için hastasını kesebiliyor.Daha yüzlerce hasletlerle ve o hasletlerin haram kazançlarıyla bir ekonomik çark dönüyor.Hemde dünyanın ilk yirmisinde bulunan bir ekonomik çark.

Peki yukarda saydığım olumlu hasletler herkeste varda bir alt paragrafta bahsettiğim olumsuz hasletleri kim meydana getiriyor.Kim veya kimler sokağımızdaki,mahallemizdeki ilimiz ve ülkemizdeki bunca arsızlıkları yanlışları ve olumsuzlukları oluşturuyor.Yoksa sıkça söylenerek alıştırdıkları gibi buda mı dış güçlerin bir oyunu.Bu işte bir terslik var dostlar.  Yoksa böyle olumsuzluklar yokta biz hayal mi görüyoruz.Tabiî ki tespitlerimiz doğru ve hayal görmüyoruz.O halde iki şık çıkıyor karşımıza.Ya toplumumuz,yıllardır dile getirdiğim-yazdığım gibi yozlaşa yozlaşa yanlış adına ne var ise bunları kanıksadı ve içselleştirdi ve olağan hale getirdi.Yada herkes iki yüzlü ,riyakar oldu yalan söylüyor.Riyakarlık ve yalancılığın boyutu kişilerin toplumsal ve ekonomik statüsünü oluşturan en önemli faktörlerden biri haline geldi.

Yukarıda bahsettiğimiz şıklardan hangisi olursa olsun her ikiside bu milletin asli kodlarına uygun olmayan utanç duyulacak erdemsiz bir gidişattır.Bu gidişatla geçmişte çokça kurduğumuz ,günümüzde özlem ve hasretini çektiğimiz ,uğruna uğraş verdiğimiz ve beklediğimiz medeniyetimiz inşa edilemez.Siyasi çıkarları uğruna bu gidişata yol veren, göz yuman herkes konumu ne olursa olsun tarih önünde ve Allah indinde vebal altındadır.Velevki dünyanın ilk üç süper gücü olsak ve genlerimizdeki,medeniyetimizdeki asil asli kodlara uzak bir toplum olmuş isek bu beyhude bir uğraştan başka bir şey olmayacaktır.Çünkü bu millet tarihtede gelecektede tüm dünyaya karşı üslendiği sorumluluklarla kuşatılmış bir kader yazgısı taşımaktadır.Bu yazgının oluşturduğu görevler sadece her şeyi mübah görerek kalkınmak ve ilerlemekten geçmemektedir.Yol hala yakın iken dönülmez ise yalancılık sahtekarlık riyakarlık yarışmasına hoş geldiniz…

ORHAN ŞANLIER

08.07.2017