UYARI :

Yarım asırı deviren hayatımızda pek çok uğraşımız oldu.Enerjimizi,bilgi ve birikimlerimizi çok   çeşitli sahalarda fütursuzca kullanarak  toplumumuza,milletimize karşı görevini yapmış olmanın dinginliği ve huzuru içinde yeni ufuklara yelken açma konumundayken 2015 seçimleri kapıya geldi dayandı.Milletime bir öğretmen ,bir hoca ve bir ozan kimliği ile  zaman zaman yaptığım uyarılara bir yenisini eklemeyi bu görevlerin arasına eklemeyi bir borç addettim kendime.Amacım birilerini rencide etmek,birilerini yüceltmek değildir asla.”HAKKI TAVSİYE ETMEK –ŞERDEN UZAKLAŞTIRMAK’TIR”

Bu gün yerelde ve genelde iktidar olanlar bu uyarımın asıl muhatapları olmakla beraber,gelecekte iktidar olmaya soyunmuş aday adaylarıda ikincil olarak muhataplarımızdandır.

Millete efendi değil hizmetkar olarak geldiklerini söyleyen bir lider ve her zaman ifade ettiğim gibi etrafındaki bir avuç samimi insan hariç,anlı şanlı siyasetçilerimiz bu günlerde seçim sathı mahalinde yerini almış bulunmaktadır.Seçimden seçime klasik teşkilatçılık yapısı söylemleriyle sahalara inen ve alınan seçim galibiyetlerinden sonra sırra kadem basan bu zevat hiyerarşik olarak en üsten alta doğru kendi altındakileri hor görme,küçümseme,aşağılama,muhatap almama…. Gibi pek çok tasvip edilmeyen davranışları tüm uyarılara rağmen sürdürmeye devam etmektedirler; hemde artan bir dozda.Kendileri bu durumu kanıksadıklarından farkında bile değillerdir belkide.Oysa Millet penceresinden bakıldığında kendilerini dev aynalarında gören cüceleşmiş bir kesimin  fotoğrafı var karşımızda.Teşkilatlar ve bu davanın tabanı bile kendi içinde sınıflara bölünmüş durumda.Her bir sınıf bir üst sınıfa ulaşmak için daha üst bir sınıftan aracılar bulmak zorunda.Üst sınıflar alt sınıfları sadece seçimleri almaya çalışacak,oyları alınmaya ikna edilecek görevliler gibi algılamakta.Üst sınıfta olmanın sağladığı maddi ve manevi imkanlar hoyrat bir şekilde çarpık ilişkiler sarmalında kullanılmakta.Sınıflar arası makaslar gittikçe açılmakta,aradaki hoşgörü,muhabbet,sevgi yerini öfkeye-kızgınlığa ve yavaş yavaş kavgaya terketmektedir.Adalet duygusu yerini iş bilenin,kılıç kuşananın anlayışına terketmiştir.Milletimizin adalete olan duygusu siyasetçilerimizin davranışları ve uygulamaları ile ağır yara almıştır.

Oysa bu davanın liderininde bildiğini bildiğimiz sınıf farkı yoktur bizim düzenimizde.Ruhumuzu Allah’a geri teslim ettiğimizde taşıdığımız ünvanlar,elde ettiğimiz zenginliklerimiz nasıl fayda etmeden kefenlerimizle eşit olarak muameleye tabi tutulacaksak öylesine sınıf farkı yoktur.Düzenimizde devlet başkanıyla sokak çöpçüsü aynı kategoridedir,insan kategorisi.Aynı tartıyla tartılınacaktır ahirette.

Peki ne oluyorda bu uyarıyı yapmamıza gerek kalan davranışların dozu azalacak yerde artıyor.Eski Türkiyenin çok eski hastalığı nüksediyor.Hiç bitmemiş ama baskılanmış hastalığı.Bu hastalık öyle sonuçlar doğururki millet siyaseten kendini köle görmeye başlamış efendileri sandığa gömdüğü gibi gömer gider.Yeni partiler kurulur ama bu hastalığı bu davanın içinde nüksettirenler hiç zorlanma duymadan oralardada yerlerini alırlar.Dolayısıyla onlara hiçbir zararı olmaz bu millet tasviyesinin.Kime zararı olur diyorsanız olan ülkeye olur.Şu kritik ve stratejik geçiş döneminde Allah korusun böyle bir tasviye Yeni Türkiyenin oluşumunun onlarca yıl geriye sarması demektir.

Nükseden bu hastalığa karşı ilaç inanç kodlarımızda mevcuttur.Kendine bu derdi dert edinenlerin elinin altında mevcut bulunmaktadır.Lider kadrosununda bu durumu küçümsemeden,hastalığın kronikleşmesini beklemeden,milletin tasviyesiyle yüz yüze gelmeden gerekli müdahaleleri acilen yapmaları elzemdir ve kaçınılmazdır.Allah siyasetçilerimizin gururunu kibirini alsın ve yerine milletle kucaklaşmayı tekrar sağlayacak gönül zenginliğini nasip etsin.Allah Milletimizi korusun ve yüceltsin.

Selam ve dua ile…

27.03.2015